30 Kasım 2011 Çarşamba

Misketler

Hatırlıyorum da küçükken köye gittiğimde yapacak bir şey olmamasından canım çok sıkılırdı. Anneannem de dayımın küçüklüğünde oynadığı misketleri çıkarıp, canım sıkılmasın diye bana verir, ben de akşama kadar onlarla zaman geçirirdim. O süre içinde ne olup bittiğiyle ilgilenmem, akşam yemeğine kadar misketlerle oynardım. Bir nevi beni oyalama taktiği uyguluyorlardı diyebiliriz.

Şimdi de gündeme ve gelişen olaylar karşısında çevremin verdiği tepkilere bakınca durumun bundan farklı olmadığını görüyorum. Sanki herkese bir oyuncak gibi farklı bir konu önlerine sunularak bunlarla oyalanması isteniliyormuşçasına bir durum olduğunu gözlemliyorum. Gündemde konuşulan olaylara baktığımda esas konuların üzerine tamamen perde çekilmiş gibi. Bu sorun sadece tek yönlü de değil üstelik. Bu söylediğim basın için olsun, politikacılar için olsun ve özellikle halk için olsun, bu sorun sürekli ve artan şekilde sürdürülmekte. Önemli bir gelişmenin daha farklı ve önemsiz bir olayla gizlenmesi sanki bir moda olarak sürdürülmeye devam ediliyor.

Herkesin bildiği klasik bir söz vardır: “Bakmak değil, görmek önemli.” Bu söz aslında şu son yıllarda üzerinde durulması gereken çok mühim bir hal almıştır. Yaşananlar üzerinde düşünmenin yanında olayları görmenin yanı sıra neler sakladığını da anlarsak tam bir anlam kazanacaktır.

Diğer taraftan büyük bir etkisini gördüğüm duyarsızlaşma da bu “oyalama” olarak adlandırabileceğim sorunun sonuçları arasında gösterilebilir. Günümüzde de çok karşılaştığımız bu durum yalnızca birkaç saat – en fazla bir ya da iki gün – süren önemli olayların birden unutulması ya da görmezlikten gelinmesi, birçok şeyin kaybına yol açmaktadır.

Bu bahsettiğimiz olay görünmektedir ki küçük bir sorunun yansıtılması olarak değil, geniş kitleleri içine alan bir sorun olarak ele alınmalıdır. Ancak bu sorunun azalması ve “duyarlılık” gösterilmesi için sadece bireylerin değil, toplumsal bir uyanışı sağlaması için bireyleri etkisi altına alabilecek tüm etkenlerin de harekete geçmesi gerekmektedir.


NOT: Dün vefat eden hukuk profesörü değerli Server Tanilli hocamıza Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı diliyorum. Onun öğrencisi olamasam da hem ders verdiği okuldan mezun olmam, hem de kitaplarından aldığım bilgilerle, onun fikirleriyle aydınladığım için hocam olarak kabul etmekteyim. Vefat etmesi her yerde geçiştirilip duyarsız kalınan, bu kadar değerli bir kişinin, keşke eğitim için harcadığı tüm hayatına karşı duyarsız kalmasaydık.